”Bir oda , içinde bir saat sesi
”Hayatın sırtımdan giden pençesi…”
Türk edebiyatında şair ve yazarları değerlendirirken zaman zaman onları sınıflandırırız . Mehmet Akif’e ”destan şairi” , Ahmet Haşim’e ”akşam şairi” , Yahya Kemal’e ” İstanbul şairi” dediğimiz gibi Ziya Osman Saba da edebiyatımıza ”evler şairi” olarak geçmiştir.

”Talihin bir gün karşımıza çıkardığı.
Elele döşediğimiz bir çift küçük odası.
Ne diyeyim bilmem ki:
Gönül sarayı, aşk yuvası…”
diyen Ziya Osman Saba , modernleşmeyle birlikte yalnızlaşan insanı bu şiirinde ağıt misali işlemiştir. Çocukluğundaki komşuluk ilişkilerini , hatıralarını , sevdikleriyle geçirdiği güzel günleri görürüz aslında şiirlerinde. Ömrü boyunca hatıralar mahallesinde dolaşır şair. Çünkü mutluluk artık onun için geçmişte kalan bir tutam anıda saklıdır.
”Ne zaman o sokağa yolum düşse şimdi,
Ayaklarım geri geri gider.
Evler cansızdır elbet, insanlar vefasız,
Komşumuz başkalarına komşuluk eder.”

Dizeleriyle modernleşmeyle birlikte yitip giden sıcaklığını aramakta olan şair , mazisini eviyle bir tutmuş ve onda simgeleştirmiştir. Sanatındaki bu tutumu onu evler şairi olarak ön plana çıkarmıştır. 1954’te Mustafa Baydar’ın kendisine sorduğu ”Hemen hemen sadece kendi hayatınızdan , evinizden ve mahallenizden bahsediyorsunuz. Sizce bir sanatkarın cemiyette sosyal bir fonksiyonu yok mudur?” sorusuna şu cevabı vermiştir:
” Hemen hemen sadece kendi hayatımdan , evimden , mahallemden bahsetmişsem , demek ki başka evlere girememiş , memleket gezememiş , başka hayatlar tanıyamamışım. Yoksa başka insanlardan , kim bilir belki yalnız onlardan söz ederdim. Her sanatçıyı olduğu gibi kabul etmek zorundayız. Ona bir sosyal fonksiyon teklif edemeyeceğimiz gibi , sosyal fonksiyonu yok diye de yeremeyiz. Yasak değilse , ben de kendimi anlatmış olayım. İnsan insana benzer , bana benzeyen ve daha dünyaya gelip bir gün benzeyecekler , kendilerini bende bulacaklar çıkar.”
”Bir oda, içinde bir saat sesi
Hayatın sırtımdan giden pençesi,
Ve beni maziye götüren bir el…”
diyen şairimizin bu güzel şiirinin notalara dökülmüş halini buraya sizler için bırakıyorum.